12 Mart 2015 Perşembe

BİLGİ EKONOMİ VE POLİTİKA GÜÇLERİ Mustafa Yürekli








Modern dünyada insanın aşkınlaşması ve buna bağlı olarak da politikanın, dinin, bilimin ve düşüncenin alanını da kapsayacak şekilde sınırlarını genişletmesi ciddi bir sorun olarak önümüzde duruyor.

Sezai Karakoç "Bir toplumda, politika, kendi alanının dışına taşmış, diğer bir değişle, araç olmaktan çıkıp amaç olmaya yüz tutmuşsa, o toplum için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir.. Eski Yunan, Kartaca, Roma ve İslam tarihinde, bozuluşun şaşmaz ölçüsü olarak gözlemlenmektedir bu.. Ağır kriz çağlarında politika, başlangıçta, her derdin çaresi gibi kendini ileri sürmüş, fakat, kısa bir zaman sonra ortalığı toz duman eden bir anarşi ve terör bulutuna sarmalanarak, ters bir tepkiyle, normal alanını da yitirmiştir.." der.

İslam medeniyeti, hakikate sadık kalmakla sorumlu tuttuğu bilgi, ekonomi ve politika güçlerine gösterdiği hedefler ve çizdiği alanla toplum için yararlı bir denge kurmuştur. İslam’da hakikate sadık bilgi, nasıl Hıristiyanlıkta olduğu gibi ekonomik ve politik güçleri elinin altına almak azgınlığından uzak tutulmuşsa, aynı şekilde politikanın da faşizm ve sosyalizmde olduğu gibi bilgi ve ekonomi güçlerini kendine ram etmekten men edilmiştir; İslam medeniyetinin uygun bulmadığı bilgi ve politik güçlerin ekonomik gücün emrine girmesi de kapitalizmi doğurduğu çağımızda tecrübe edilen bir gerçek.

İslam toplumu, son iki asırdır politikayı her şey haline getirerek bozgununu yaygınlaştırıp derinleştirmektedir. Aydın iktidar ilişkisi bakımından ele alınacak olursa; aydının duruşunu koruyamayışı, politikanın eli altında kalışı, sonuçları felaket olan ciddi bir çözülememiş sorundur. Politika, kabalaşarak ve sertleşerek aydını ezerken kendi meşruiyetini de yitirir oysa.

Sürekli değişim halinde olan bilgi, ekonomi ve politikanın, hiç değişmeyen, evrensel hakikate uygun ve sorumlu hareket etmeleri, tarihin tanıklık ettiği gibi sadece İslam medeniyetinde mümkün olabilmektedir. İslam’da bu üç güç, alanları sınırlı, işlevleri tanımlı, sorumluluk yüklü, toplumsal işlevleri belli, medeniyeti ayakta tutan toplumsal araçlarıdır. Bu üç güçten hangisi araç olmaktan çıkıp amaçlaştırılırsa, o toplumu hemen bozmaya başlayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder