29 Nisan 2015 Çarşamba

BATI SUNAĞI







AK Parti, CHP, MHP, HDP birbirine zıt söylemler geliştirse de hepsinin beslendiği ideolojik kaynağın aynı olduğunu, Batıcı olduklarını ve tercüme ideolojileri savunduklarını tespit için derine inip incelemek lazım. Onlar; batıcı paradigmalara bağlı, batıdaki fraksiyonların uzantısı, yerli olmayan, özleri itibariyle gayri milli düşünce akımlarının takipçisi siyasi yapılanmalardır. Türkiye’ye batıdan sirayet etmiş olan sağ-sol yelpazesine mensup siyasi akım partilerinin versiyonları arasındaki sürtüşmelerde rekabetten öte bir zıtlık ve derin farklılık yoktur. Aksine hepsi onları yöneten üst aklın belirlediği küresel hedefler doğrultusunda bilerek-bilmeyerek onun amacına hizmet etmektedir.

 Eski Türkiye’nin sembolü Çankaya Köşkü ve Anıtkabir; Yeni Türkiye’nin sembolü ise Başkanlık Sarayıdır. Başkanlık Sarayının azameti, ihtişamı millî gururunu okşamayan, vesayet rejiminden beslenen, millet bilincinden yoksun bırakılmış, şanlı tarihimizle bağları kesilip paryalaştırılan bir türetilmiş kesim oraya harcanan para halkın refahına harcanmalıydı diye tutturuyor.

Oysa Birinci Dünya Savaşı’nda devleti yıkılmış, ülkesi yağma talan edilmiş, yoksulluğa mahkûm edilmiş bu millet aç, açık, çarık bulamayıp yalınayak iken yapılan Anıtkabir’e, o dönemin devlet bütçesine denk para ile ve yoksul belediyelere 50’şer bin liralık salma vergisi konularak bir israf abidesi olarak inşa edilmişti. O günün 50 bin Lirası şimdinin 50 milyonu nispetindeydi.

Yoksul milletten adeta gasp edilerek alınan tarım ürünleri ve hayvan başına alınan sözde vergi ile Çankaya Köşkünde rakı sofraları donatanları kahramanlaştıranlar; sözde Türkiye’yi kalkındıranlara ve bölge lideri küresel bir güç haline getirenlere "İsraf yapıyor!" diyerek yaygara koparıyorlar.


Cumhurbaşkanı ve Başbakanın kullandığı Türkiye’nin bugünkü gücünü yansıtan uçağa laf edip dillerine pelesenk eden bu türetilmiş gayri milli zihniyet mensupları; neden İngiliz vesayetindeki 1923 rejimini yönetenlerin özel Beyaz Trenle yolculuk ettiklerinin, pahalı diye ABD’nin almaktan vazgeçtiği Savarona Yatı'nı Almanya’dan satın alıp nasıl işret sefaları sürdüklerinin de hesabını sorsalar ya!

Türkiye'de partiler aynı kumaştan biçilip dikilmiştir. Başkanlık Sarayı da, Çankaya Köşkü gibi rezilliktir. milli iradenin dünya güçlerine ram edildiği noktadır, batı sunağıdır. Aralarındaki danışıklı dövüş ve ağız kalabalıkları milletimizi aldatamayacaktır.



28 Nisan 2015 Salı

İZLENMESI GEREKEN BELGESELLER (90'LARDAN GÜNÜMÜZE)

Belgesellerin sıkıcı bir yapısı olduğu düşüncesine sahip bir izleyici kitlemiz var. [Tabii Serengeti’deki vahşi yaşamı (aslanlar, filler, zebralar…) konu eden belgeseller bunun dışında, onların sadık bir izleyici kitlesi var.] Dolayısıyla zaten tekelleşmiş durumda olan sinema salonlarında belgesel izleyebilmek festivaller dışında güzel bir hülya. Bununla birlikte yurt dışında ise ciddi gişe yapmayı başaran belgeseller olduğunu gözlemliyoruz. Sinemada ya da TV’de izleyemeyip ıskaladığımız belgesellerle ilgili bir liste hazırlama fikri de buradan geldi.


Ülkemizdeki ortalama belgesel yapımcılığı algısı (doğal yaşamı konu edenler hariç) genelde tek bir stüdyoda çekilip montajlanmış, görüntü ve fotoğraflar üstüne buğulu (romantik) bir sesle anlatımla sınırlı olsa da bu listenin konusunu esaslı prodüksiyonlar, müthiş kurgular ve izleyeni içine çeken canlandırmalarla oluşturulmuş yapımlar oluşturuyor. Film seçiminde yakın geçmiş yapımlarını derlemeye çalıştım. İyi seyirler!





Senna (2010)
Yönetmen: Asif Kapadia
Brezilyalı efsanevi F1 pilotu Ayrton Senna’nın yaşam öyküsü. Formula 1 Dünya Birinciliğini 3 kez kazanan ve 34 yaşındayken Imola Pistinde geçirdiği kazada hayatını kaybeden Senna gelmiş geçmiş en iyi pilotlardan biri olarak kabul ediliyor.





Koy [The Cove] (2009)
Yönetmen: Louie Psihoyos
Japonya’daki yunus avcılığının ulaştığı boyutları çarpıcı bir kurguyla ve tüm çıplaklığıyla gösteren belgeseli izledikten sonra hiçbir yunus parkına gitmeye gönlünüz el vermeyecek.





Baraka (1992)
Yönetmen: Ron Fricke
Belgeselin ismini aldığı “Baraka” birçok farklı dilde lütuf (Tanrı’nın lütfu), bereket, iyilik anlamlarına geliyor. Hiçbir anlatıcının (karizmatik dış ses) yer almadığı belgeselde birçok farklı toplum ve coğrafyadan inanılmaz güzellikte bir kompozisyon sunuluyor. Müziklerle görüntülerin müthiş harmanlandığı belgesel doğrudan ruhunuza hitap ediyor.




Hearts of Darkness: A Filmmaker's Apocalypse (1991)
Yönetmen: Fax Bahr, George Hickenlooper
Francis Ford Coppola’nın ünlü filmi “Apocalypse Now”ın (Kıyamet) çekim ve yapım aşamasını orijinal kamera arkası çekimleri ve detaylı röportajlar eşliğinde aktaran belgesel Cannes Film Festivali’nde büyük övgü kazanmıştı. “Apocalypse Now”ı bir de bu belgeseli izledikten sonra değerlendirmek lazım.




Şirket [The Corporation] (2003)
Yönetmen: Mark Achbar, Jennifer Abbott
Çağımızda artık küresel bir güç (aktör) halini alan Şirket’lerin “psikoloji”sini büyük bir titizlikle ele alan belgesel, objektif yaklaşımdan ödün vermeyerek eleştirel bakış açısını vurucu bir şekilde aktarmayı başarıyor.




Hoop Dreams (1994)
Yönetmen: Steve James
Chicago’da yaşayan iki Afro-Amerikalı lise öğrencisinin profesyonel basketbol oyuncusu olma hayalini ve bu hayalin gerçek hayata yansımasını konu alan belgesel beş yıla yakın yapım süreci ile ciddi bir zaman ve emek sarf edilerek tamamlanmış. Sundance’ten ödülle dönen yapım iyi bir gişe hasılatı da yaptı.




Benim Cici Silahım [Bowling for Columbine] (2002)
Yönetmen: Michael Moore
Özellikle George Walker Bush dönemindeki muhalif duruşu ve TV şovlarıyla uluslararası popülarite kazanan Michael Moore’un ColumbineLisesi’ndeki öğrenci katliamından yola çıkarak silah endüstrisi ve ABD toplumunun psikolojisi ekseninde hazırladığı bence en iyi belgeseli.



Kanatlı Uygarlık [Le peuple migrateur] (2001)
Yönetmen: Jacques Perrin, Jacques Cluzaud, Michel Debats
Dört yıllık yapım sürecinde 36 ülkede gerçekleştirilen 300 saatlik çekimlerin sonucunda hazırlanan ve müthiş çekim teknikleriyle izleyenlerde hayranlıkla karışık bir merak uyandıran belgesel kuşların yaşamına en yakın şekilde bakmanızı sağlayacak.




Crumb (1994)
Yönetmen: Terry Zwigoff
Underground çalışmalarıyla tanınan ABD’li karikatürist Robert Crumb’ın yaşamını anlatan etkileyici bir belgesel.




Kayıp Cennet [Paradise Lost: The Child Murders at Robin Hood Hills] (1996)
Yönetmen: Joe Berlinger, Bruce Sinofsky
ABD’nin Arkansas eyaletinin West Memphis kentinde çok küçük yaştaki çocuklara işkence edip öldürmekle suçlanan üç gencin yargılamalarını konu alan belgesel büyük yankı uyandırmıştı ve iki devam bölümü daha çekildi.

~ §~§~


Samsara (2011)
Yönetmen: Ron Fricke
Baraka belgeselinin arkasındaki ekibin yaklaşık 20 yıl sonra çektiği filmin adının kökeni reenkarnasyona (yeniden doğum) dayanıyor. 5 yıllık yapım macerası ile 25 ülkede çekimleri tamamlanan belgesel ilki gibi çok başarılı. Ülkemizde !f 2013 kapsamında gösterilmiş ve çok beğenilmişti.




Zeitgeist (2007)
Yönetmen: Peter Joseph
The Zeitgeist Movement (TZM) tarafından hazırlanarak internet üzerinden bedava indirilmeye sunulan belgesel ele aldığı teorilerle birlikte birden fenomen haline gelmiş iki bölümü daha yapılmıştı. ABD’nin tarihinden, Hristiyanlık’ın geçmişine ve kapitalizmin köklerine kadar birçok konuda öne sürülen ilginç fikirleriyle izlenmesi gerekenlerden.




Metal: A Headbanger's Journey (2005)
Yönetmen: Scot McFadyen, Sam Dunn, Jessica Joy Wise
Filmin aynı zamanda yönetmenlerinden olan Kanadalı Antropolog Sam Dunn’ın çocukluğundan başlayan metal müzik hayranlığı ile dünyayı dolaşarak farklı kültürlerde Heavy Metal üzerine değişik fikir ve köken arayışının hikayesi anlatılıyor.




Canım Babacığım [Capturing the Friedmans] (2003)
Yönetmen: Andrew Jarecki
İzlenebilecek en ilginç belgesellerden biri olan yapım ABD’de orta sınıfa mensup bir Yahudi ailesinin cinsel istismar suçlamalarıyla karşı karşıya kalmasını takiben gerçek dokümanlarla olayın iç yüzünü izleyiciye aktarmaya çalışan film başarılı kurgusuyla sonuna kadar kendini ele vermemeyi başarıyor.




Mikrokozmoz: Çayırın Sakinleri [Microcosmos: Le peuple de l'herbe] (1999)
Yönetmen: Marie Pérennou, Claude Nuridsany
Böceklerin yaşamına en yakından bakmayı başaran belgesel bu canlıların birbirleriyle iletişimine ve etkileşimine farklı bir boyuttan bakmayı sağlıyor.




The Fog of War: Eleven Lessons from the Life of Robert S. McNamara (2003)
Yönetmen: Errol Morris
ABD başkanları Kennedy ve Johnson’ın Savunma Bakanı olarak görev yapan Robert McNamara’nın yaşamını anlatan belgesel yakın 20. yüzyılın siyasi yapısına olayların tam içinden bakarak yaklaşabilmeyi sağlıyor.




Bir Şarkının Peşinde [Searching for Sugar Man] (2012)
Yönetmen: Malik Bendjelloul
Kimselerin tanımadığı bir müzisyen olan Rodriguez’in dokunaklı, şaşırtıcı ve çarpıcı yaşamöyküsünü anlatan belgesel Oscar başta olmak üzere birçok ödülü seyirci alkışları arasında kazandı. Ülkemizde sınırlı da olsa gösterime girebilen nadir belgesellerden.




Inside Job (2010)
Yönetmen: Charles Ferguson
Etkileri küresel çapta sürmeye devam eden bazı devletleri iflas noktasına sürükleyen finansal krizin kökenine inmeye çalışan belgesel; mortgage, türev piyasalar ve hedge fonlar gibi krizi tetikleyen finansal unsurların göz göre göre nasıl “zehirli” ekonomik enstrümanlar haline getirildiğini anlatıyor.




Boşluğa Dokunmak [Touching the Void] (2003)
Yönetmen: Kevin Macdonald
Belgesel, Joe Simpson ve Simon Yates isimli iki maceraperest ve gözü kara dağcının Peru Andları’nda yer alan 6.344 metre yüksekliğindeki Siula Grande zirvesine tırmanma girişimlerini gerilimli ve coşkulu biçimde anlatıyor.




Taxi to the Dark Side (2007)
Yönetmen: Alex Gibney
Amerikan yönetiminin özellikle Afganistan ve Irak'ta gözaltına alınan kişilere yargılama yapmadan Bagram (Afganistan), Abu Ghraib (Irak) ve Guantanamo (Küba) gibi yerlerde bulunan hapishanelerde yapılan işkencelerin boyutlarını gözler önüne seren belgeselin izleyenleri derinden etkileyeceği kuşkusuz.




Yuva [Home] (2009)
Yönetmen: Yann Arthus-Bertrand
Çevreci bir hareketin yapımında rol aldığı belgesel, dünyadaki ekolojik çeşitliliği ve doğal yaşam alanlarını kuş uçuşu nefis görüntüler eşliğinde bize izlettirirken insanoğlunun doğaya verdiği zararlara dikkat çekiyor.




Exit Through the Gift Shop (2010)
Yönetmen: Banksy
Gizemli ve kült İngiliz sanatçısı Banksy’nin kendine has üslubuyla çektiği belgesel. Sokak sanatını en yakından, en eğlenceli, en güzel kurguyla izlemeye hazır olun.




Teldeki Adam [Man On Wire] (2008)
Yönetmen: James Marsh
Çılgın bir ip cambazı Philippe Petit’nin çoğu insanın düşünürken bile zorlanacağı bir olayı gerçek hayata geçirmesini anlatıyor film. Petit’nin 1974’te New York’taki İkiz Kuleler olarak bilinen Dünya Ticaret Merkezi’nin kuleleri arasına ip gererek yürüme projesini gerçekleştirmek isterken yaşadıkları akıcı ve detaylı bir biçimde aktarılıyor.




Ayı Adam [Grizzly Man] (2005)
Yönetmen: Werner Herzog
Timothy Treadwell isimli sıra dışı bir insanın sıra dışı öyküsünü kendi çekimleriyle izlememizi sağlayan ünlü Alman yönetmen Werner Herzog, ayılarla yaşamayı seçen bir insanın çarpıcı ve trajik macerasını izleyiciye sunuyor.




Gıda A.Ş. [Food, Inc.] (2008)
Yönetmen: Robert Kenner
ABD’de fast food zincirlerinin perde arkasını anlatan yapım büyük çiftliklerde üretilen besinlerin sağlıksız yapısının hem canlılar hem çalışanlar hem de tüketiciler açsından ne kadar tehlikeli olduğunu göstermeye çalışıyor.




Heima (2007)
Yönetmen: Dean DeBlois
Sigur Rós isimli müzik grubunun 2006 yılında gerçekleştirdiği İzlanda turunu konu alan belgesel, hem müzikal yapısıyla hem de İzlanda coğrafyasını anlatımıyla ilgi çekiyor.




Dünyalılar [Earthlings] (2005)
Yönetmen: Shaun Monson
İnsanoğlunun hayvanlar üzerinde yaptıkları uygulamaların ne kadar “insanlık dışı” halde olduğunun gösterilmeye çalışıldığı çarpıcı belgeselin anlatıcısı olarak ünlü oyuncu Joaquin Phoenix’i görüyoruz. Filmin müziklerini ise Moby hazırlamış.




Hasta [Sicko] (2007)
Yönetmen: Michael Moore
ABD’de uygulanan sağlık sisteminin kar odaklı, istismarcı ve acımasız yapısını İngiltere, Kanada, Fransa ve Küba örnekleriyle birebir karşılaştırarak ortaya koymaya çalışan film trajikomik öğelerle de anlatımını güçlendiriyor.




Yeryüzü [Earth] (2007)
Yönetmen: Alastair Fothergill, Mark Linfield

Gezegenimizdeki vahşi yaşam ve canlı çeşitliliğini anlatan görkemli bir doğa belgeseli. İzleyenleri kambur balina, Afrika fili ve kutup ayısı üzerinden bir yolculuğa çıkaran film televizyon serisi (Planet Earth) ile bağlantılıdır.