8 Eylül 2015 Salı

TARİHSEL TEKNOLOJİ SORUNU Gürkan Birinci


hz. adem'den beri teknolojinin insanlık hayatıyla paralel ilerlediğini ve geliştiğini düşünebiliriz. örneğin kabil'in habil'i öldürdüğü mızrağın teknolojik bir alet olduğunu söyleyebiliriz.

teknoloji kısaca insanoğlunun doğadan faydalanabilmek için geliştirdiği bilgi ve araçların geneline verilen isimdir.

tarihin başlangıcında insanlar teknolojiden mızrak, kılıç, ok, tekerlek, ve tarım amaçlı aletler anlıyorlardı. bu saydığımız aletlerin en büyük faydası insanın tek başına yapmasının ya çok zaman alacağı ya da başaramayacağı işleri daha kolay daha çabuk ve daha az maliyetle yapabilmesiydi. bu yönüyle tarihin başlangıcı için teknolojiyle işgücü arasında ters bir orantı kurabiliriz.

18. yüzyılda buhar ve dokuma makinelerinin keşfi ve denizcilikteki atılımlar teknoloji ve sömürgecilik arasındaki paralelliğe dikkat çeker. örneğin çok sayıda işçinin bir günde yapabileceği işi tek başına bir kaç saatte yapabilen makineler aracılığıyla başta ingiltere olmak üzere bir çok batılı ülke kullandığı teknoloji sayesinde dünyanın kalanını sömürge haline getirdi. gelişmemiş ülkeler teknolojik olarak gerikalmışlıktan ve üretim maliyetlerinin düşüklüğünden dolayı hazır malları sanayi ülkelerinden alıp karşılığında onlara yüklü miktarda ham madde sağladı. bu şekilde servetini artıran gelişmiş ülkeler teknolojiye daha fazla yatırım yaparak daha yüksek teknolojik ilerlemeler sağladılar. bu durum ters orantılı bir şekilde ilerleyeme devam etti.

bu süreçteki dikkat çeken noktalardan bir diğeri de teknolojinin işgücüne etkileri oldu. tarım toplumunda hemen herkes çiftçi olduğu ve çoğu iş, kol gücüne dayalı olduğundan işbölümü ve nitelikleri arasında çok ciddi farklılıklar oluşmadı. fakat makinelerin icadıyla bu makineleri kullanabilecek nitelikli işçilere olan ihtiyaçta artış oldu ki bu da teknoloji ve nitelikli işgücüne olan ihtiyaç arasındaki doğru orantıyı gösteriyor.  bu süreçte işgücü açısından sıkıntılı olan durum makinelerin zaten niteliksiz işgücünün yapabildiklerini fazlasıyla yapabiliyor olmasından dolayı oluşan işsizliktir ki bu işsizlik sorunu hala daha devam ediyor.

20.yüzyılın ikinci yarısından sonra bilgi teknolojisindeki gelişmelerle nitelikli işgücü ve niteliksiz işgücü arasındaki çıta daha da artmaya başladı ancak üretim çeşitliliğinin artmasıyla işgücüne olan talepte ciddi düşüşler yaşanmadı. fakat günümüzdeki en büyük sorunlardan biri nitelikli işgücü ile niteliksiz iş gücü arasındaki farkın ücretlere de doğru orantılı olarak yansıması. verimlilik günümüzde çok artmasına rağmen ciddi anlamda yoksulluk sıkıntısının yaşanmasında önemli bir problemin de teknoloji ve niteliksiz işgücü arasında ters orantının olduğu görülüyor.

önümüzdeki süreçte bilgi teknolojilerine olan yatırımın ciddi oranda artırılması bekleniyor ki gelişmiş ülkeler bunu sanayi devriminden beri zaten yapıyorlar.

ilk başta şu düşünülebilir. 200 yıldır teknoloji konusunda uzmanlaşmış olan büyük ülkelerin seviyesine nasıl gelinebilir? çin'deki son 20 yıllık gelişmeye baktığımızda bu aslında çok zor da değil. çünkü bilgiye ulaşmak artık hiç de zor değil.

islam alemindeki yetenekli gençlerin bir araya getirilebileceği ortak bir platformla biz de 20 yıl hatta daha kısa bir sürede istenilen seviyeye gelebiliriz ve bu teknolojiyi insanları yoketmek ya da onları daha da yoksullaştırmak adına değil de sadece Allah rızası için insanlığın hizmetine sunabiliriz.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder